Kürtler, Demirtaş ve HDP'nin yeni 'neşriyatından' hoşnut değiller

Kürtler, Demirtaş ve HDP'nin yeni 'neşriyatından' hoşnut değiller

PeyamaKurd - Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) seçim arenasında tüm telif haklarını devrettiği Yeşil Sol Parti (YSP), bundan mütevellit Kürtleri siyasi mecrada temsil edecek kumandayı eline aldı.

Şunu realiteyi öncelikle bilmek gere; HDP-Yeşil Sol Partisi bir “Kürt partisi” değil. Bir bakıma “Kürt parlamenterizmi”nin partisi ya da temsilcisidir.

Bu vasıflandırma biçimlerini anlamak birçok şeyi değiştirir. Çünkü ‘Kürt siyasi mücadelesi’ Bağımsızlık şiarından, Türk SOL’u ile beraber ‘iktidara karşı’ ortak mücadele bağlamında ‘ortak vatancılığa’ evirildi.

Türkiye’deki Kürt parlamenterizminin eğilim yönü Türkiye’nin demokratik geleceğini ‘Kürtler üzerinden, tek vatan esasına’ uygun getirme ödevine kanalize olmuş biçimdedir.

Bu ödevi de HDP aracılığı ile zamanla, yavaş yavaş, sessiz sedasız, projeli biçimde gerçekleştirmiş görünüyorlar.

**

Son zamanlarda HDP içindeki Kürt-Türk SOL’u çatışması gözle görünür derecede ortada.

Özellikle HDP eski Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş’ın cezaevinden attığı tweetler, hem Kürt kamuoyu nezdinde tepkilere neden olmuş durumda hem de HDP içindeki Kürt fraksiyonu rahatsız etmiş görünüyor.

Hatırlanacağı üzere bundan birkaç hafta önce Gülten Kışanak, Selahattin Demirtaş’ın söylemleri üzerinden hem TİP’e hem de kendisine eleştiriler de bulunmuş bir nevi ‘çeki-düzen siyasetine’ dönüş yapılması gerektiğini iletmişti.

Geçtiğimiz günlerde Pervin Buldan İstanbul Yoğurtçu Parkı’nda yaptığı konuşmasında TİP’in, kendilerine ve Kürt halkına attığı ‘kazığı’ anlamış olacaklar ki isim vermeden, “Bazı kafa karışıklarını yaratanlar var. Yeşil ve Sol parti dışında atacağınız her oy AKP’nin işine yarar bu böyle bilinsin, böyle algılansın. İttifak içerisinde başka partilere verilen oylar İttifak'a yazılmaz” eleştirisinde bulundu.<

Fakat Demirtaş, attığı tweetler ile ilginç bir şekilde Türk SOL’una iyiden iyiye geçiş yaptığını gösteriyor. Son olarak 23 Nisan için attığı, Bugün, TBMM'nin açılışının 103. yıl dönümü. Yeni Parlamento'nun aynı ruhla, ayırımsız çalışarak ülkenin tüm sorunlarına çözüm üreteceği inancıyla 23 Nisan kutlu olsun” tweeti Kürtler arasında fazlası ile tepki gördü.

'Ulusal envanterlerin PKK/HDP eliyle yok edildiği Türkiye’deki Kürt siyasetinde bu gidişle yakın zamanda ulusal bir kazanımı elde edilemez. Türkiye’de, HDP/Demirtaş seviciliği yapan Kürtler, Güney'in ulusal kazanımın korunup devletleşmesine, Rojava Kürdistan’ında olası ulusal kazanımların önüne de engel oluyorlar.

**

Selahattin Demirtaş, Kürtler arasında da Türk SOL’u arasında da önemli bir öznedir. Ama Kürtler için çok önemli bir siyasi figürdür. Fakat son zamanlardaki yazıları, tweetleri gösteriyor ki; Meral Akşener ve Devlet Bahçeli’den daha az Kemalist değil. Bu evreye dönüşmesi gerçekten içler acısı bir durumu gözler önüne seriyor.

Eski zaman Kürt siyasetinin arkeolojik kazısını yaptığımızda, cezaevleri akademi alanı idi. Onlara ‘zindan çıkışlı denilirdi’ Çünkü oradan çıkan siyasiler; tarzı ve duruşuyla toplumda saygı uyandırırdı.

Fakat görünen o ki; cezaevleri artık Kürt önde gelenlerinin terbiye okuluna dönüşmüş durumda.

Selahattin Demirtaş’ın avukatları yanına sadece ‘Tweet atın başkanım’ demek için mi gidiyorlar? Dün Dersim katliamı ile ilgili yeni belgeler yayımlandı. Hiç mi ona bahsetmediler?

Demirtaş’ın, ‘Türk solu ile kahvaltı ve Tayyip Erdoğan’ın diploması’ modalı siyaseti gerçek anlamda Kürtleri rahatsız ediyor.

23 Nisan’da TBMM'nin açılışıyla başta Kürtler olmak üzere, diğer millet ve inançların tasfiye edilişidir. Türk halkına da hiçbir yararı olmadı. Selahattin Demirtaş, “Güzelleme Tweetler ile” her geçen gün biraz daha Kürtlerden uzaklaşıyor.

Fakat unutulmamalıdır ki, Kürtler kimsesiz ve yalnız değiller. Gah mecburiyet gah kabullenişten dolayı bu yapılanmalar ile birlikteler!