Forbes: Deprem de ekonomi gibi seçmeni etkilememiş görünüyor!

Forbes: Deprem de ekonomi gibi seçmeni etkilememiş görünüyor!

PeyamaKurd - İngiltere merkezli Forbes, Türkiye'de 14 Mayıs'ta yapılacak seçimlerle ilgili seçmen davranışının değerlendirildiği bir analiz yayımladı.

Türkiye'deki seçmen davranışının dünyadaki genel kanıya meydan okuduğu ifad edilen analizde, normalde ekonomik gelişmelerin seçmen kararları üzerinde büyük etkiler yaptığı fakat bu teorinin Türkiye'de olmadığını kaydetti.

AK Parti seçmeninin ekonomik gelişmeler ile oy tercihini değiştirmediğini yazan Forbes, Türkiye'de yaşanan iki depremin ve ekonomideki olumsuz şartların iktidarın oylarını beklenen kadar etkilemediğini vurguladı.

Forbes'te yayımlanan Türkiye ve seçim analizi şu şekilde:

Türkiye seçimleri, dünyadaki geleneksel kanıya meydan okuyor.

Türkiye'deki ekonomik gerileme, birçok analistin "Cumhurbaşkanı Erdoğan koltuğundan inmeye yakın" tahmini yapmasına yol açtı. Ancak iktidardaki AK Parti'nin seçmen tabanının dayanıklılığı, ekonomik durumun seçmenler için her zaman ana belirleyici faktör olmadığını gösteriyor.

Deprem iktidarın oylarını etkilememiş görünüyor

Yaklaşan Türkiye seçimlerini; ahbap-çavuş kapitalizmi ile ataerkil devletin bir bileşimi olarak tanımlanabilir. Sistem, farklı grupları farklı şekillerde etkileyerek ülkenin seçim davranışının karmaşıklığına ışık tutuyor.

Türkiye'de seçmen davranışı; bölgesel kimlik, dini bağlılık ve siyasi sadakat ile şekilleniyor. Bu dinamikleri daha detaylı incelemek, iktidarın artan zorluklara rağmen seçmen tabanını nasıl koruduğuna ışık tutabilir.

Türkiye hem ekonomik krizle hem de yıkıcı depremlerin ardından büyük güçlüklerle boğuşuyor. Türk lirasının düşmesi ve enflasyonun hızla yükselmesiyle, Erdoğan'ın iktidardaki günleri sayılı görünüyordu.

6 Şubat 2023'te deprem felaketi patlak verdiğinde, hükümetin yetersiz tepki vermesi ile birlikte iktidar partisi aleyhindeki aykırı görüşler artmış gibiydi. Ancak bu zorluklara rağmen, kamuoyu yoklamaları oy kullanma davranışında önemli bir değişiklik göstermedi.

Türkiye'de oy kullanma nasıl şekilleniyor?

Ekonominin gerileme eğilimi, iktidarda önemli sayıda oya mal oldu. 2019 yerel seçimlerinde, iktidar ittifakı birçok büyük şehrin kontrolünü kaybetti. Ancak oylardaki kısmi düşüş yine de ekonomik krizin ciddiyeti ile örtüşmüyordu.

6 Şubat 2023'te Türkiye yeni bir zorlukla karşı karşıya kaldı ve iki büyük deprem ile sarsıldı. Yüksek ölü sayısının yanı sıra, felaketler zaten zor durumda olan ekonomiyi de kalbini vurdu ve krizi şiddetlendirdi. Dünya Bankası, depremlerden kaynaklanan ekonomik kayıpların 34,2 milyar dolar gibi şaşırtıcı bir rakama ulaşacağını tahmin ediyor.

Ülke yıkımdan yavaş yavaş sıyrılırken, birçok kişi hükümetin krizi kötü idare etmesinin sandık üzerinde de önemli bir etkisi olmasını bekliyordu. Ancak kamuoyu yoklamaları, oy kullanma davranışında önemli bir değişiklik göstermedi.

Bu durum, şu soruyu gündeme getiriyor: Ekonomik gerileme ve hükümetin deprem sonrasındaki başarısızlığı neden seçmen kararında daha büyük bir değişikliğe yol açmadı?

Ekonominin Türk seçmen davranışları üzerindeki etkisi sınırlı. Türk siyaseti söz konusu olduğunda, bölgesel kimlik, dini bağlılık ve siyasi sadakat, seçmen davranışlarının şekillenmesinde çok önemli roller oynuyor.

Etnik ve dini kimlikler, bölgesel ve yerel bağlılıklar ve kişisel karizma, seçmen kararlarını etkiliyor. Türkiye'de seçim sonuçlarının tek belirleyicisi ekonominin durumu değil. Türk seçmenlerini etkileyen karmaşık faktörler ağını anlamak, yaklaşan seçimlerin sonucunu tahmin etmek için çok önemlidir.

“Türkiye'de devlet, birincil kaynaklı dağıtıcı olarak görülüyor”

Türkiye'de devlet, siyasi görüşlere veya coğrafi konuma dayalı olarak toplumun belirli kesimlerine fayda sağlayan birincil kaynak dağıtıcı ve ekonomik hakem olarak görülüyor.

Mevcut Türk hükümetinin ekonomiye yaklaşımı, ahbap-çavuş kapitalizmi ile patrimonyal devletin bir karışımıdır. İş hayatındaki başarı, siyasi ve ekonomik seçkinlerle yakın ilişkilere bağlıyken, patronaj ağları devleti karakterize ediyor.

Böyle bir ortamda, ekonominin genel durumu zarar görse bile, rejime yakın olanlar yine de başarılı olabiliyor. Muhafazakâr Türk halkının kaderi kabul etmesi, hükümetin direncine katkıda bulunuyor. Kader olarak bilinen inanç İslam'da imanın temel esaslarındandır.

“Türkiye seçimleri, geleneksel kanıya meydan okuyor”

Ekonominin durumunun seçim başarısını belirleyen birincil faktör olmaması, muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun cumhurbaşkanlığı kampanyasında çoğulculuk ve demokrasi gibi diğer faktörlere, ülkenin ekonomik durumuna verdiği kadar önem vermesinin nedeni olabilir.

Sonuç olarak, 14 Mayıs 2023'te yapılacak Türkiye seçimleri, geleneksel kanıya meydan okuyan karmaşık bir manzara sunuyor.

Ekonomi önemli bir faktör olmaya devam etse de Türkiye'de seçmen davranışının tek belirleyicisi kesinlikle ekonomi değil. Bölgesel kimlik ve dini bağlılıktan, inanca kadar çok sayıda faktör, seçimlerin sonucunu belirleyecek olan karmaşık etkiler ağına katkıda bulunuyor.

Bu karmaşıklığı anlamak, Türk siyasetinin gelecekteki yörüngesini tahmin etmek için de esas olarak görülebilir.