image

PeyamaKurd - Halkların Demokrasi Partisi (HDP) 4. Olağan Kongresi'ni geçtiğimiz 23 Şubat tarihinde gerçekleştirdi. Kongrede Pervin Buldan ve Mithat Sancar Eş Genel Başkanlığa seçildiler. Yaşanan bu gelişmeler çerçevesinde HDP Diyarbakır Milletvekili İmam Taşçıer ise kongre ve parti çalışmalarına ilişkin PeyamaKurd’e konuştu.

Taşçıer, “HDP, Kürt partisi değil” yönündeki eleştiriler hakkında, “HDP, Türkiye partisidir. Kürt sorunu odaklı siyaset yapıyor. Yasal olarak parlamentoda bulunan bir parti eğer vekil temsiliyeti var ise tüm Türkiye’de siyaset yapıyorsa doğal olarak Türkiye partisidir” ifadelerini kullanıyor.

Kongrede Pervin Buldan ile Mithat Sancar eş genel başkanı seçildiler. Bu isimler daha önceden aday olacaklarını belirtmişler miydir? Sancar’ın adaylığı delegeler için sürpriz oldu mu?

"Biliyorsunuz HDP’in bir uzlaşı komisyonu vardı. O uzlaşı komisyonun çalışmaları sonucu, aday adayları tespit edilir. Aday adaylarının ile de görüşülür,  onlara gerekli teklifler sunulur. Bu çerçevede Mithat Sancar’a teklif götürüldü. Bu tekliften sonra da bildiğiniz gibi sayın Sancar aday oldu ve kongre de Pervin Budan ile beraber, delegeler tarafından eş genel başkan seçildiler. Sürpriz  miydi? Değildi. Mithat Sancar, uzun yıllar bu partiye emek vermiş birisi. Üç dönemdir milletvekilliği yapıyor. Partinin aynı zamanda meclis başkan vekiliydi. Onun için delegeler tarafından tanınan ve beklenilen bir isimdi. Bundan dolayı Mithat Sancarın adaylığı delegeler tarafından herhangi bir şekilde sürpriz olmadı ve normal karşılandı.”

Kürtler arasında farklı isimler beklenirken neden Mithat Sancar?

“Neden Mithat sorusuna şöyle bakabiliriz. Mithat Sancar anayasa profesörü. Aynı zamanda HDP meclis başkan vekili. Bunlar Mithat Sancarın siyasi kimliği  ile birlikte öne çıkınca bu süreçle alakalıda diyebiliriz. Şöyle ki yani HDP, Türkiye de siyaset yapan bir parti. Bundan kaynaklı da demokrasi, barış, insan hakları, Kürt sorunu çerçevesinde siyaset yapıyor. Bundan dolayı Mithat Sancar bunlara uygun bir kişilik diyebiliriz. Üniversite de hocalık yapmış, farklı alanlarda çalışmış Türkiyeyi bilen, tanıyan biri. Demokratikleşme konusunda da, faydası olacağına inanıyoruz.”

HDP’nin programı nasıl şekillendi ve kongrede ne tür kararlar alındı?

"Zaten HDP’nin normal bir programı var. Ama bu programda daha güçlendirici maddeler eklendi. Ana dil ile eğitim. Kürtçenin ilkokuldan üniversiteye kadar eğitim dili olması… Maddeler güçlendirildi. Ki; bu zaten programda vardı. Gençlik, kadınlar, ekoloji, demokrasi ile ilgili programda güçlendirmeler oldu. Alınan kararlar bir önce ki kongrelerde programlarında alınan kararlara uygun güçlendirmeler oldu. Yani çok özel bir karar yoktu.”

HDP kongresine hangi partiler temsilci gönderdi?

"Avrupa’dan gelen otuzun üzerinde parti temsilcileri vardı. Artı Avrupa’dan yine görsel mesajlar vardı. Avusturyadan dahi parti temsilcileri gelip katılmışlardı. Çok büyük bir ilgi vardı. Türkiye'deki Kürt partilerinin hemen hemen tümünün temsilcileri orada bulundu. Yani Kürdistani partiler anlamında. Hemen hemen hepsi bulundu. Bu tabi ki daha güçlü bir kongre olmasını sağladı.”

HDP kendini ‘Türkiye partisi’ olarak tanımlasa da, Kürtler, HDP’yi Kürt partisi olarak gördüğü için oy verdiğini vurguluyor. Bu konu hakkındaki düşünceleriniz nedir?

“Zaten Türkiye de kurulan partiler Türkiye partisidir. Yasal olarak parlamentoda bulunan bir parti eğer vekil temsiliyeti var ise tüm Türkiye de siyaset yapıyorsa doğal olarak Türkiye partisidir. Türkiye’nin içinde, Türkiye’de yaşayan Kürtlerin çoğunluğunun yer aldığı bir parti. Türkiye partisi demek ile Türk partisi demek arasında çok fark var. HDP bir Türk partisi değil bir Türkiye partisidir.

İçinde çoğunluğu Kürtler olmak üzere Türkiye vatandaşları da vardır. Farklı etnik vatandaşlarda vardır. Ermeniler gibi. Onun dışında farklı inanç grupları vardır. Müslümanlardan tutun Alevilere kadar, Ezdilerden tutun Sunnilere kadar farklı farklı dini gruplar içinde yer alıyor. Çünkü HDP bir kitle partisidir. Türkiye’de yaşayan halların tüm katmanları HDP içinde temsiliyetleri var. Yer bulmuşlar.  Oy veriyorlar.

Yani  düşünün Diyarbakırda 2015 seçiminde yüzde seksen oy aldı. Bir önce ki seçimde yüzde yetmiş ol almıştı. Bu, şu anlama geliyor yani her on kişiden sekiz kişi HDP’ye oy verdi. Bu tüm katmanları temsil ediyor. Yani kitle partisi olduğunun göstergesi. İşçisi de oy veriyor, patronu da oy veriyor. Kürtler de oy veriyor, Türkler de oy veriyor. Böyle olunca da kitle partisi olduğunun özelikleri çıkıyor ortaya.

Kamuoyunda en çok tartışılan konu; Türkiye tarafından Türkler tarafından HDP’nin Kürt Partisi olduğu. Kürtlerin de bir kısmı tam tersi HDP’nin Türkiye partisi olduğu yönünde. Aslında hepsi gerçek dışı. HDP, Türkiye partisidir. Kürt sorunu odaklı siyaset yapıyor.

Türkiye’de de demokrasi odaklı siyaset yapıyor. Yani bunları göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Hem demokrasi hem de Kürt sorunu beraber yürüten bir parti. Bu kongre de zaten bunu gösterdi. Kongrenin açılış konuşmasından tutun, delegelerin konuşmalarına kadar Kürtçe de konuşan vardı, Türkçe de konuşan vardı.”