Biz de terörist demeyi reddediyoruz!

Biz de terörist demeyi reddediyoruz!

Bu örgüt ile ne kadar sorunlu olduğumuzu kâinat biliyor,Kendi ellerinizle yarattığınız o Örgütü alın başınıza çalın!Ama devleti Cumhuriyetinizin sömürgeci politikasından dolayı şu veya bu şekilde Örgüt saflarında bulunan yüzbinlerce insanımızın hatırına dayanarak, terörist demeyeceğiz işte, aynen Tahir Elçi gibi!

Keşke Kürt Aydın ve politikacılarının imha edilme icraatları yalnız Tahir Elçi olayı ile sınırlı kalsaydı...

Keşke bu derin acı kaynağı olay sadece bir istisna olsaydı...

Ama öyle değil...

Dile kolay, bin yıllık beraberlikten söz ediyorsunuz, ama bin yıldır bize yaptığınız tek şey sürekli dövmek, acımadan insanlarımızı katletmek...

İstiklal mahkemelerinde yargıladınız, idam sehpaları ile seyitlerimizi, şeyhlerimizi ve liderlerimizi astınız...

Aşiret reislerimizi, beylerimizi “Ayaklanmaya hazır örgütler“ potansiyelinde görüp topraklarından kopardınız...

Geriye kalan 200’e yakın genç Kürtçüyü de uçaktan canlı canlı Van Gölü’nün ortasına attıp-boğdunuz.

İşte, bu imha, tasfiye ve inkâr temelinde Devleti Cumhuriyetinizi kurdunuz, o faşizan yöntemlerde ısrar ede ede bugüne kadar geldiniz...

Olmadı, metot değiştirdiniz;

Her 10 yılda bir darbe yaptınız, yüzbinlerce insanımızı zindanlara tıkadınız, tarifi edilemeyecek işkencelere tabii tutunuz, sağlam kalanları da sözde salıverdiniz, ama cadde ortasında enselerine birer kurşun sıkıp ortadan kaldırdınız…

Köylerimizi ateşe verdiniz...

Evlerimizi başımıza yıktınız...

Dışkı yedirdiniz...

İbreti âlem olsun diye,

Öldürüp-cesetlerimizi yerlerde sürüklediniz

Yüzbinlerimizi sürgünlere tabii tuttunuz...

Yine Olmadı;

Fitne yaydınız içimize, itirafçı ve cahil Kürtleri satın aldınız…

Kardeşi kardeşe öldürtünüz...

Vedat Aydın’ı aldınız bizden...

Yaşlı bilge Musa Anterimiz’e boyun eğdiremediğiniz için katlederek susturdunuz…

Hey haat !...

Halen kardeşlik felsefesinden söz ediyorsunuz...

Dünya’nın neresinde olursa olsun, burnu kanayan her Türkmen için yırtınıyorsunuz, silah başta olmak üzere her türlü yardımı gönderiyorsunuz...

Terör Örgütü Hamas’a her türlü yardımda bulunuyorsunuz...

Öte yandan, burnunuzun dibinde bütün hak ve hukukları ayaklar altına alınmış, Hamas’ın sahip olduğu hakların % 1’ne dahi sahip olamamış Rojava’daki “Kürt Kardeşlerinizin“ statü sahibi olmamaları için adeta çırpınıyorsunuz, yanlış örgütlenmelerine neden oluyorsunuz...

Hamas’ın yüzde biri kadar şiddet kullanmayan PKK’ye de terörist dememizi bekliyorsunuz…

Demeyeceğiz işte!

Bu örgüt ile ne kadar sorunlu olduğumuzu dünya-alem biliyor,

Kendi ellerinizle yarattığınız o Örgütü alın başınıza çalın!

Ama devleti Cumhuriyetinizin sömürgeci politikasından dolayı şu veya bu şekilde Örgüt saflarında bulunan yüzbinlerce insanımızın hatırına ve Kürdistan için verdikleri emeklerine dayanarak, biz terörist demeyeceğiz, sizde bunu bize söyletemeyeceksiniz. Aynen TAHİR ELÇİ gibi!

Velhasıl i kelâm;

İstediğiniz kadar adına Faili meçhul deyin, bu barbarca eylemleri önlemek sizin görevinizdir...

Kaos yaratmak isteyen var deyip işin içinden sıyrılmak yok!

Önce sorunlu bir ülke olduğunuzu kabul edeceksiniz, sonra da uluslararası demokratik standartlara göre çözüm üretmeye bakacaksınız...

Ama maalesef buna da yanaşmıyorsunuz!

Bunu da yapmadığınız sürece suçlu olmaktan kurtulamayacaksınız!

 

Rojhat Amedi