image

PeyamaKurd - Almanya ve Fransa, yerel mahkemenin kararlarını Avrupa Birliği (AB) hukukundan üstün gören Polonya’ya sert tepki gösterdi.

Polonya Yüksek Mahkemesi aylardır süren tartışmaların ardından sonunda kararını açıklamıştı. Bu karara göre AB kanun ve mevzuatlarıyla Polonya'nın yerel kanun ve kültürünün çatıştığı durumda yerel kanun ve kültür öncelenecek.

Almanya ve Fransa’dan Polonya’nın bu kararına sert tepki geldi

Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Fransız mevkidaşı Jean-Yves Le Drian ile birlikte yaptığı ortak açıklamada, Polonya'ya AB kurallarına uyma çağrısı yaptı. "AB üyeliğinin ortak değerlere ve kurallara tam ve sınırsız bağlılık" olduğunu hatırlatan iki bakan, bütün üye ülkelerin bunlara saygı göstermesi ve uyması gerektiğini, bunun Polonya için de geçerli olduğunu vurguladı.

DW’de yer alan habere göre, Maas ve Le Drian, bunun sadece "ahlaki bir yükümlülük" olmadığını ve "hukuki yükümlülüğü" de kapsadığını ifade etti.

Avrupa Parlamentosu Başkan Yardımcısı Katarina Barley de, Polonya Anayasa Mahkemesi'nin kararına tepki gösterdi. Alman Welt gazetesine konuşan Barley, "Polonya hükümeti, gelecekte Avrupa yasalarına uymak zorunda olmadığını, siyasi görevlendirmelerle oluşturulan Anayasa Mahkemesi'ne onaylatmış oldu" ifadesini kullandı.

AB Komisyonu'nun iktidardaki Hukuk ve Adalet Partisi'nin (PiS) bu tutumuna izin vermemesi gerektiğini belirten Barley, AB Komisyonu'nun Varşova'ya korona yardımları kapsamında öngörülen milyarca euroyu ve diğer sübvansiyonları vermemesi gerektiğini kaydetti.

Polonya ile ilgili AB’den çıkması anlamına gelen Polexit tartışılmaya başlandı!

Son dönemde yargı bağımsızlığı, basın özgürlüğü ve demokratik değerler konusunda eleştirilen Polonya ilgili, AB'den çıkması anlamına gelen 'Polexit' tartışılmaya başlandı.

2004'te AB'ye üye olan Polonya'da son dönemde AB'nin kanun ve mevzuatlarının Polonya'nın yerel kanun ve kültürüne uygun olmadığı eleştirileri artmaktaydı.

Polonya'da bazı davalarda bazı yerel mahkemelerin AB'nin tüm üye ülkelere "dayattığı" kanunlar aleyhine kararlar vermesi ve AB kanunlarına aykırı hareket ettiklerini ikrar etmeleri tartışmalara neden olmuştu.