Millet ittifakı Kürtlere ne vaat ediyor?

"Kendi adıma söylüyor ve bütün tanıdıklarıma şiddetle tavsiye ediyorum. Millet İttifakı bir bütün olarak Kürt meselesinde ortaya bir program koymadan, bizden hiç itibar görmemelidir." 

Anlaşılan hiçbir şey ne öneriyor ne de vaat ediyor; en hafifinden program düzeyinde ortaklaşıp Kürtlerle paylaştıkları bir plan bir proje ya da vaatler dizisi yok.

Ekmek, su kadar Kürt oylarına ihtiyacı olan Millet İttifakı, hangi konfor alanından güç alarak, bu kadar sessizleşebiliyor? Yoksa millet İttifakına göre Kürt meselesi Türkiye’nin en önemli meselesi değil mi? Kürt meselesi, kurumsal ve hakiki bir demokrasinin meselesi değil mi?

Güçlendirilmiş parlamenter sistem sadece Türk olan vatandaşları mı hizmet edecek? Kürtlerin aşırı siyasileştirilmiş yargı sistemiyle hiç mi sorunları yok? Yüksek enflasyon ve aşırı hayat pahalılığı Kürtleri hiç mi etkilemiyor? Eğer bunlar doğru değilse, o zaman Millet İttifakının resmi dünyası ve programatik hedeflerinde neden bu konu ve sorunlar yok?

Galiba Millet İttifakının bileşenleri, Kürtleri, seçim sofrasının maliyetsiz ama leziz mezeleri gibi görüp algılıyor. Millet İttifakının Kürt meselesine dair program düzeyinde bir duyarlılığı ve özel vaatler dizisi yoksa, diğer bir ifadeyle Millet İttifakı Kürt oylarını çantada keklik misali görüp, hiçbir şey yapmak niyetinde değillerse, o zaman Cumhur İttifakından ne farkları kalır?

Sevgili Vahap Coşkun’un isabetle yazdığı gibi, Cumhurbaşkanı Erdoğan, İmralı, Edirne bahsinde, kolayca İmralı'dan yana tavır alacağını, korkusuzca ifade edebiliyor. Millet İttifakı HDP ile aynı fotoğraf karesine girmemek için kırk mazeret bulurken, Erdoğan, en ince detaya kadar Kürt meselesinin ortasında olduğunu saklama gereği bile duymuyor. Manzara bu, Hiç kimse kusura bakmasın, bu sessizlik hiç de hayra alamet değil.

Millet İttifakı Kürtleri ve dolayısıyla Kürt meselesini nasıl çözeceğini program haline getirmiyorsa, bunun olumsuz anlamı sadece Kürt meselesiyle sınırlı kalmaz. Bu tavır doğrudan doğruya demokrasi meselesine sirayet eder. Türkiye’nin bir numaralı demokrasi sorunu Kürt meselesidir. Kürt meselesindeki hassasiyet ve duyarlılık bir demokrasi ve demokratlık sınavıdır. Kürt meselesini kendi gündemine almayan bir siyasi güç, demokrasiyi gündemine almamış olur.

Eğer Kürt meselesini demokrasi meselesiyle aynı kefede düşünmüyorsak, o zaman derdin adı demokrasi filan değildir. Tek dert devleti ele geçirmek olarak anlaşılır. Derdinizin adı devleti ele geçirip onu kendi hizmetiniz de kullanmak ise soru basittir: Bunda Kürtlerin ne çıkarı var? Millet İttifakının devleti, Cumhur İttifakından devir almasında Kürtlerin bir yararı olabilir mi? Hayır olamaz. Çünkü bu devleti kurulduğu günden beri tanıyoruz. Bu devletin en belirgin niteliği, anti Kürt olmasıdır.

Devletin nitelik değiştirmeden el değiştirmesi, Kürtlerin hanesine yazılacak tek, olumlu satırın olmayacağı anlamına gelir. Peki Kürtler, neden sırf siz yeni bir hanedanlık kuracaksınız diye, size alkış ve oy akıtsın.

Kürtlerin derdi belli; Kürt sorununu çözmek. Kürtçeye yasal ve anayasal garantiler bulup oluşturmak. Kürt denildiğinde harekete gecen art niyeti yargının, yargısız infazlarının önüne geçmek. Ekonomik olarak da Kürt şehirlerinin sermaye potansiyeli artırmak ve bu şehirleri birer sanayi şehirleri haline getirmek. Yerinden ve kendinden yönetimin egemen olmasını sağlamak.

Demokratik parlamenter bir sistem asgari koşullarda bütün bunları, devlet ve hükümet hayatının programı haline getirir.

Ama Millet İttifakı bu talepleri bir seçim stratejisi haline bile getirmekten korkuyor ve ürküyor. Peki ama neden? Cumhurbaşkanı Erdoğan, Öcalan ile görüştüğünü deklere ederken, Millet İttifakının kendini bundan sakınmasının gerekçesi ne olabilir?

Seçmen kaygısı ve baskısı mı? Eğer bu doğruysa o zaman seçim kazanıldıktan sonra da bu seçmenin talep ve tercihlerine göre bir hükümet oluşturacak ve o hükümet yine o seçmenlerin tercih ve taleplerini program haline getirecek.

Bunun anlamı şudur, ne şimdi ne seçim sürecinde ne de seçimden sonra, Kürt meselesini çözemeyecek, daha doğrusu çözmeyi düşünmeyeceksiniz.

Kendi adıma söylüyor ve bütün tanıdıklarıma şiddetle tavsiye ediyorum. Millet İttifakı bir bütün olarak Kürt meselesinde ortaya bir program koymadan, bizden hiç itibar görmemelidir.

Devlet sizin buyurun yönetin; gözü olanın gözü çıksın. Ama Kürt sorunu çözmeden bizden en küçük, katkı ya da yardım beklemeyin.


   Ali Fikri Işık 

   31.01.2022

 

Diğer yazıları: Bu işin şakası kalmadı Aykan Atik!

 


(PeyamaKurd

Bu makale yazarın görüşlerini yansıtmaktadır. PeyamaKurd'un yayın politikası ve editoryal paradigması ile her zaman uyumlu olmak zorunluluğu yoktur.